YÖRÜK İLAÇLAMA ve ÇEVRE ÇÖZÜMLERİ
KENE
Son üç yıldır Türkiye’de de daha da sıklıkla görülen ve ölümlere yol açan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı
birçoğumuz için yabancı. Oysa dünyada 40 dan fazla ülke günümüzde bu hastalık ile mücadele etmektedir.
Türkiye de bu ülkelerden biridir. Ülkemizin, iklim ve coğrafik yapısı birçok kene türünün üreme ve gelişmesi için
çok uygun bir ortam oluşturmaktadır. Türkiye’de bugüne kadar görülen kene vakaları üzerinde yapılan araştırma
sonucu, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep olan kene türünün Hyalomma Marginatum türü kene
olduğu belirlenmiştir.
Daha çok kırsal bölgelerde görülen ve kenelerin insan vücuduna aktardığı bir virüsün yol açtığı Kırım Kongo
Kanamalı Ateşi hastalığını yaşadığımız yüzyılım önemli bir vebası olarak nitelendirilmektedir. İlk kez 1944-1945
yıllarının yaz aylarında Batı Kırım steplerinde ürün toplamaya yardımcı olan Rus askerlerine musallat olan virüslü
kene 1956 yılında ise Kongo’da görülmüş ve bu yüzden kenelerin neden olduğu bu hastalığa Kırım Kongo
Kanamalı Ateşi adı verilmiştir.
Türkiye’de ise ilk kez 2002 yılında görülen hastalık, yaz aylarında daha fazla artış göstermektedir. Gerçi tıp
bilimciler, 2002 yılından önce de bu hastalığa bağlı olarak ölümlerin gerçekleşmiş olabileceğini söylemektedirler.
Türkiye’de gündeme geldikten sonra da ciddi sayıda ölümlere neden olan bu hastalığın sebeplerinin bilimsel
olarak araştırılmasında, olumsuz etkilerinin azaltılmasında ve söz konusu hastalığın tedavi yöntemlerinin
geliştirilmesinde araştırma yapan Türkiye Kene ve Kenelerle Bulaşan Hastalıklar Çalışma Grubu adında bir kurum
oluşturulmuştur.
İki Haftada Öldürüyor!
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, hayvanlara ve insanlara kenelerin ısırmasıyla geçiyor. Aç keneler insan vücudu
ısısını algılıyor ve vücuduna yapışıyor. İnsanları ısırırken tıpkı sivrisinek veya fare gibi zararlı haşerelerin
başvurduğu bir yöntemi izleyerek insan derisine uyuşturucu bir sıvı salgılayan keneler, bu sayede insanları
ısırdığının fark edilmesini de önlemiş oluyor. Vücudunun bir kısmını hatta bazen tamamını insan derisi altına
gömerek, deri altından insan kanı ile beslenen keneler, belli bir doyuma ulaştıklarında emdikleri kanı tekrar insan
vücuduna kusma yoluyla geri salgılıyorlar. Bu geri salgılama sonucunda vücutlarında barındırdıkları ölümcül
virüsleri de insan vücuduna enjekte eden keneler insanların iki hafta içinde ölmesine neden oluyorlar.
Kenelerin bünyelerinde barındırdıkları ölümcül virüsü insan vücuduna salgıladıkları andan itibaren hızlı bir şekilde
etki eden hastalık ani başlayan ateş, baş ve kas ağrıları, kırgınlık, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilerle başlıyor.
Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal gibi şikayetlerle devam eden hastalık sonucu insan vücudunun muhtelif
yerlerinde görülen kanamalarla daha da ilerliyor.Bunun sebebini Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel
Müdür Yardımcısı ve Enfeksiyon Hastalıkları Klinik
Mikrobiyoloji Uzmanı Yardımcı Doç. Dr. Turan Buzgan şöyle açıklıyor: “Vücudumuzda trombosit adı verilen
kanama hücreleri var. Bunlar kanamayı önleyici görev yapıyor. Ancak kenelerin ısırmasıyla vücuda giren virüs
yüzünden trombositlerin sayısı giderek azalıyor ve damarlarda hasar meydana geliyor. Bu da kanamaya sebep
oluyor. Diş eti, burun, kulak kanaması gibi dış kanama ya da vücudun birçok yerinde morarmalar oluşarak iç
kanama şeklinde de görülebilir.”
Uzmanlar, hastalığın belirtilerinin, kene tarafından ısırılan kişiye virüsün geçmesini müteakip genellikle 1-3 günde
ortaya çıktığı görüşünde. Bu süre, en fazla 9 gün olabiliyor. Hastalığa yakalananların hemen hastaneye yatması
hayati öneme sahip. İki haftada kaybedilmeyen hastalar, KKKA’ya karşı ömür boyu bağışıklık kazanıyor.
Tedavisi Mümkün Değil !
Türkiye’de bugüne kadar 700’e yakın kişide tespit edilen hastalığın kontrolü için bugün dünyada kabul görmüş
bir uygulamanın mevcut değildir. Yani KKKA hastalığının henüz bulunmuş bir tedavi yöntemi yoktur. Hastalıktan
korunmada kişisel tedbirler büyük önem taşımaktadır. Özellikle kene olma olasılığı yüksek alanlara çıkılmaması
yada çıkılması gerekiyorsa önlem alınması, bahçe, tarla vs. yerlerin uzman firmalara ilaçlatılması gerekmektedir.
Keneler Artık Evlerde !
Türkiye’de son yıllarda kenelerin artık evlerde dahi görülmeye başlaması, bu ölümcül haşerelerden korunmak için
evlerin ilaçlatılmasını da zorunlu kılmıştır. En son olarak İstanbul Bağcılar’da evinin balkonunda oynayan
çocuğunun yanına giden anne, çocuğunun oynadığı balkonda onlarca kenenin bir arada olduğunu görmüştür.
Bu olay üzerine hemen yetkilileri çağıran annenin evinde, yaklaşık 300 adet kene olduğu tespit edilmiştir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nedir?
Daha çok kırsal bölgelerde görülen ve kenelerin insan vücuduna aktardığı bir virüsün yol açtığı Kırım Kongo
Kanamalı Ateşi hastalığı, ilk olarak 1944-1945 yıllarının yaz aylarında Batı Kırım steplerinde ürün toplamaya
yardımcı olan Rus askerlerine musallat olmuş ve 1956 yılında ise Kongo’da görülmüştür. Bu yüzden kenelerin
neden olduğu bu ölümcül hastalığa Kırım Kongo Kanamalı Ateşi adı verilmiştir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nasıl Bulaşır?
Hastalık insanlara kenelerin ısırması veya kenelerle temas sonucu bulaşır; evcil hayvanlara da kenelerin ısırması
ile bulaşabilmektedir. Ancak, hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken insanlarda öldürücü olabilmektedir.
Yaban kemirici hayvanlar, kuşlar ve keneler hastalığın doğadaki devamlılığını sağlayan canlılardır. Keneler
beslenmek için bu hayvanlardan kan emerler; kan emme sırasında aldıkları, virüsü vücutlarında çoğaltırlar ve
insanlardan kan emerken bulaştırırlar.Hastalık kene ısırmasının yanı sıra, vücudunda virüs bulunan hayvanların
kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temas etmekle bulaşabildiği gibi bu hastalığa yakalanmış
insanların kan veya vücut sıvılarına temas sonucu da bulaşma olabilmektedir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinin Belirtileri Nelerdir?
Hastalık ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlıkla başlar; bulantı,
kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikayetler de görülebilir.İlk günlerde, yüzde ve göğüste kızarmalar ile gözlerde
kanlanmalar ortaya çıkabilir. Göğüs ve karından başlamak üzere vücuda yayılan küçük nokta şeklinde kanamalar
olabilir ve bu kanamalar büyüyerek vücuda yayılabilir. Burun ve dişeti kanamaları gibi vücudun değişik yerlerinde
kanamalar da olabilir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinden Nasıl Kuşkulanılır?
Yukarıdaki belirtilerin bulunduğu kişilerin son iki hafta içinde:
» Kene ısırması veya kene ile temas hikayesi varsa,
» Çalı, çırpı, su kenarları veya gür otların bulunduğu alanlara piknik amaçlı veya diğer bir sebeple gitmeleri söz
konusu ise,
» Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temasları var ise,
» Bu hastalığa yakalanmış kişilerin kan ve vücut sıvılarına bir temasları olmuş ise,
Kırım-Kongo kanamalı ateşinden şüphe edilmeli ve vakit geçirmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Virüs Alındıktan Ne Kadar Sonra Görülür?
Kene tarafından ısırılma veya kene ile temas sonucu virüsün alınmasını müteakiben hastalığın belirtileri
genellikle 1-3 günde ortaya çıkar; bu sure en fazla 9 gün olabilmektedir. Hasta insan veya hayvanlara ait kan,
vücut sıvıları veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu meydana gelen bulaşmalarda hastalığın belirtilerinin
ortaya çıkma süresi 5-6 gündür; bu süre de en fazla 13 gün kadar olabilmektedir.Hastalık, çoğunlukla bulaştırıcı
kenelerin aktif oldujğu bahar ve yaz aylarında ortaya çıkabilmektedir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nerelerde Görülmektedir?
Hastalık sıklıkla Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa'da görülmektedir. Son yıllarda Kosova, Arnavutluk, İran,
Pakistan, Afganistan ve Güney Afrika'da tek tek vakalar ve salgınlar şeklinde ortaya çıktığı bildirilmiştir.
Ülkemizin coğrafik yapısı ve iklimi kenelerin yaşamaları için uygun bir yapıya sahiptir. Bu sebeple hastalık,
özellikle hayvancılığın yapıldığı; nemin, çalı ve çırpılı alanlar ile gür otlakların bulunduğu yerler başta olmak üzere,
ülkemizin her yerinde görülebilir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinin Tedavisi Var Mıdır?
Belirtilerin görülmesi ve hastalıktan kuşkulandıracak bir durumun bulunması halinde en yakın sağlık kuruluşuna
başvurulursa, hastalığın teşhis ve tedavisi için gerekenler yapılabilmektedir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinden Nasıl Korunulur?
» Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır.
» Hayvan barınakları kenelere karşı ilaçlanmalı, barınakların duvarları sıvanmalı ve badanaları yapılarak kenelerin
buralarda yaşamaları engellenmelidir.
» Hayvanların ve insanların kanlarına veya diğer vücut sıvılarına eldivensiz temas edilmemelidir.
» Hayvan barınaklarına girdikten veya hayvanlarla temastan sonra, vücut kene yönünden muayene edilmeli, kene
varsa uzaklaştırmalıdır.
» Çalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçla gidilmesi gerektiğinde
pantolon paçaları çorap içine alınmalı ve dönüşte mutlaka vücut kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa
uygun bir şekilde uzaklaştırılmalıdır. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir.
» Keneler vücuttan uzaklaştırılırken kopartılmamalı, bir cımbızla, kenenin vücuda yapıştığı kısmından tutulup çivi
çıkarır gibi sağa sola oynatılarak çıkarılmalıdır. Keneler, kesinlikle elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
» Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya ve gazyağı dökmek
gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Bu uygulamalar, kenelerin kusmasına sebep olabileceğinden, kusmuktaki
virüsler, kenenin kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girebilirler.
» Kenelerin yaşama alanlarında bulunabilecek kişiler, repellent olarak bilinen böcek savar ilaçları vücutlarına
sürerek veya elbiselerine emdirerek kullanabilirler.
» Hasta olan kişilerin kullandığı malzemeler ve tuvaletler çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir. Keneler yoluyla
bulaşan birçok hastalık mevcut olup, tüm dünyada gözlenir. Ancak, kendinizi ve ailenizi korumak için
uygulayabileceğiniz önlemler bulunmaktadır.
Keneler Nasıl Tanınır ve Nerelerde Bulunur?
Keneler otlak, çalılık ve kırsal alanlarda yaşayan küçük oval şekilli, 6-8 bacaklı, uçamayan, sıçrayamayan
hayvanlardır. Hayvan ve insanların kanlarını emerek beslenirler ve bu sayede hastalıkları insanlara
bulaştırabilirler. Ülkemiz kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Türlere göre
değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve özellikle
kuşlara devekuşlarına kadar geniş bir konakçı listesi mevcuttur. Kenelerin bazı türleri ve gelişim dönemleri gözle
görülemeyecek kadar küçük olabilir; ancak, kenelerin tümü, kanla beslenebilecekleri hayvan ve bazen de
insanların arayışı içerisindedir. Türlerine göre, keneler, farklı alanlarda ve özellikle ormanlık alanların yakınlarında
bulunur. Kene bulaşık alanlardan yürürken veya çalılıklar gibi bulaşık bitkilere (sözgelimi, dökülmüş yapraklar )
sürtünürken keneler ile karşı karşıya kalınabilir. Keneler, memeli hayvanlar ve kuşlardan beslendiğinden, bu
hayvanlar, kenelerin ve taşıdıkları hastalık etkenlerinin varlığının sürdürülmesinde önemli rol oynamaktadır.
Kene Isırmalarından Korunma
» İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise ölümcül virüsün bulaşması önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu
kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir.
» Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi alanlara çıplak ayak
ya da kısa giysiler ile gidilmemelidir.
» Bu alanlara av ya da görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine
almaları gerekmektedir.
» Görevi nedeni ile risk grubunda yer alan kişilerin hayvan ve hasta insanların kan ve vücut sıvılarından korunmak
için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske v.b. giymeleri gerekmektedir.
» Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için haşere kovucu ilaçlar olarak bilinen böcek
kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir.
» Haşere kovucular hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca bu maddelerin emdirildiği plâstik
şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir.
» Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için aranmalıdır.
» Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir cımbız veya
pens yardımıyla sağa sola oynatarak alınmalıdır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir. Mümkünse kenenin tanı için
alkolde saklanması uygun olur.
» Yerel sağlık birimleri, parklar ve yerel sağlık kuruluşlarından, kenelerin fazla bulunduğu yerlere ilişkin bilgi
alabilirsiniz.
» Keneler ile bulaşık bir bölgede bulunmanız halinde, yolun ortasından yürüyün ve bitkilere değmekten kaçının.
Açık Renkli Giysiler Giyin. Böylelikle, giysilerinizin üzerindeki keneleri kolaylıkla fark edebilirsiniz. Paçalarınızı
çoraplarınızın içine sokarak, kenelerin pantolon paçalarınızdan içeri girmesini önleyin. Bazı keneler ayakkabıların
ve hatta çorapların içine girebilir. Ayak ve topuklarınızı kene varlığı yönünden kontrol edin.
» Giysilerinizi ve Ev Hayvanlarınızı Kene Varlığı Yönünden Kontrol Edin. Keneler, ev içerisine giysiler ve ev
hayvanları yoluyla taşınabilir. Her ikisi de dikkatlice kontrol edilmeli ve kene bulunması halinde
uzaklaştırılmalıdır. Giysilerin, yüksek ısıdaki bir kurutucuda tutulması etkin şekilde keneleri öldürür.
» Kene varlığı yönünden, kendinizde ve çocuklarınızda, özellikle aşağıda sıralanan vücut bölgelerini kontrol edin:
• Koltuk altı
• Kulak içi ve çevresi
• Göbek deliğinin içi
• Dizlerin arkası
• Saç ve kıllı bölgelerin içi ve çevresi
• Bacak arası
• Bel çevresi Kenelerin Güvenli Bir Şekilde Uzaklaştırılması
Kenelerin, deriye tutunmalarından sonra, kısa bir süre içerisinde vücuttan uzaklaştırılmaları, kene yoluyla
bulaşabilecek hastalıkların bulaşması olasılığını azaltır. Hayvanlardan ve insanlardan keneleri güvenli bir şekilde
uzaklaştırabilmek için aşağıda sıralanan önerileri yerine getirin.
» Uzaklaştırma işlemi için ince uçlu cımbız kullanın ve kenenin vücut sıvılarıyla olası teması önlemek için eldiven
giyin.
» Keneyi, deriye yakın olduğu bölgeden kavrayın. Ağız parçalarının kopmasına ve deri içerisinde kalmasına neden
olabileceğinden, keneyi bükmeyin ve sarsmayın.
» Yavaşça ve nazik bir şekilde, keneyi, tüm vücut parçaları vücuttan uzaklaştırılıncaya dek, düz olarak çekin.
» Kenenin uzaklaştırılmasından sonra, ellerinizi su ve sabunla (veya sabun bulunmaması halinde, alkol içeren el
temizleyicileri ile) yıkayın. Kenenin ısırdığı bölgeyi, iyot çözeltisi gibi bir antiseptikle, alkolle veya deterjanlı su ile
temizleyin.
» Kızarıklık ve ateş gibi hastalık bulguları yönünden temkinli olun; böylesi bulgular gözlenmesi halinde hekime
başvurun.
Son yıllarda birçok ülkenin ilgilendiği önemli bir sorun olan keneler, aslında Türkiye’de de her zaman vardı. Fakat
son yıllarda sayılarında çok önemli bir artış olan keneler artık şehir hayatının bile bir parçası olmaya başladı.
Kene Düşmanı Tavuklar!
Kırsal alanlarda, kenelerin en büyük düşmanı tavuklardır. Tavuklar yerde buldukları, otların veya toprağın altına
saklanan keneleri yerler. Bildiğiniz gibi Türkiye ölümcül kene vakalarından önce ölümcül kuş gribi vebası ile
mücadele etmiş ve bunda önemli başarılar elde etmiştir. Fakat bu süreçte Türkiye’de 3 milyona yakın tavuk telef
edilmiştir. Ayrıca tüm kırsal alanlarda artık vatandaşların tavuk beslemesi de yasaklanmıştır. Türkiye’de tavuk
beslenmesinin yasaklanması ile birlikte kene sayısında önemli bir artış olmuştur. Çünkü doğa bir denge üzerine
kurulu ve kenelerin doğadaki dengesini belirleyen en önemli hayvan da tavuklardır. Çok basit bir hesap yapmak
gerekirse, her tavuk yılda 10 tane kene yemiş olsa, ve 3 milyon tavuğun yok olduğunu düşünürsek, sadece 1 yılda
kene sayısında 30 milyon gibi bir artış olmuş olacaktır.
Etkin Mücadele Yöntemleri Kullanılmalı!
Kenelerin çoğalmasındaki bir önemli faktör ise, bir haşerelere karşı ciddi bir kontrol sistemin uygulanmamasıdır.
Krım Kongo Kanamalı Ateşi'nden sonra kenelerden bulaşan Riketsiya adında yeni bir mikrop tespit edildi. Bu
mikrop ve neden olduğu hastalıklar ile ilgili bilgileri lütfen dikkatlice okuyunuz.
Zararlı bir bakteri türüdür!
Bakteri ve virüsler arasında bir geçiş formu olan canlı türü olan riketsiyalar, küçük boyutları, zorunlu intraselüler
üreme davranışları ve zorunlu parazit yaşamları yüzünden önceleri virüs oldukları düşünülen, modern mikroskop
ve tahlil yöntemlerinin gelişimi ile ultra küçük gerçek bakteriler oldukları, tüm bakteri organellerini ve çoğu
bakteri enzimini bulundurdukları anlaşılan mikro organizmalardır. Genelde Kene, Bit ve Pire gibi zararlı
haşerelerden bulaşır!
Bu bulaşıcı hastalıklara riketsiya familyasından küçük bir basil yol açar. Mikrobu bitler, pireler, keneler ve başka
böcekler aktarır. En bilinen ve en tehlikeli biçimi döküntülü tifüstür. Ağırlık derecesi değişik daha başka türler de
sayılabilir. Ama hepsi, genel olarak ısırık çevresinde yerel bir tepkiyle ve az çok yüksek bir ateşle ortaya çıkar.
Hastalık kimi zaman, tifoda olduğu gibi, gelişerek uyuşukluğa yol açar. Kırmızı lekeler halindeki döküntü ise
riketsiya hastalıklarının tipik bir belirtisini meydana getirir.
Mikrop İnsanlara Nasıl Bulaşır!
Q ateşi dışındaki tüm riketsiyal enfeksiyonlar antropodlar yoluyla (antropodun ısırması neticesi ile veya kurumuş
parçalanmış antropodların orofekal veya solunum yoluyla veya konjonktiva teması ile) bulaşır. Genellikle ilkbahar
ve yaz mevsiminde ortaya çıkar. Genelde hayvan beslenen evlerde daha sıklıkla görülen bir hastalıktır.
Hastalığın Belirtileri
Mikrop insan vücuduna girdiğinde genelde, baş ağrısı, ısrar eden yüksek ateş, sarılık, deri dökülmesi ve aşırı
yorgunluk halleri ile kendini belli eder.
Hastalıktan Korunma Yolları
Riketsiyal enfeksiyonlar daha çok kemirgen ve yürüyen haşerelerin artış gösterdiği dönemlerde görülür. Özellikle
evcil hayvan beslenen evlerde daha da sıklıkla göürlen hastalıktan korunmak için, beslenen hayvanların bit, pire
ve kene gibi zararlılardan korunması gerekmektedir. Çünkü riketsiya mikrobunu insan vücuduna en fazla
bulaştıran bu haşerelerdir. Bunlardan korunmanın en etkin yolu ise, profesyonel bir haşere kontrol firmasından
destek alarak yaşadığınız alanlarda haşere kontrolü yapmaktır. Özellikle küçük bebek olan ortamlar, daha sık
kontrol altında tutulmalıdır.
YÖRÜK İLAÇLAMA ve ÇEVRE ÇÖZÜMLERİ